GENEL OLARAK: AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ
Stj. Av. Sabit TURGUT
Bu hukuki çalışmada AİHM’in yapısındaki köklü-yeni değişiklik olan Tek yargıç sistemini ele alacağız. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin İkinci Kısmında 19 ila 51. maddeler arasında ve AİHM İçtüzüğünde yer almaktadır. Bu değişikliğe istinaden 1 Haziran 2010 tarihinde ilk olarak bir yıllık süre için 20 hâkim görevlendirmiştir. Ardından 1 Haziran 2011 tarihinde ise 20 hâkim daha bunlara eklenmiştir. AİHM’de Sözleşmeye taraf ülke sayısı kadar hâkim görev yapar ve halen Mahkemede 47 hâkim vardır. Hâkimler, taraf devletler tarafından sunulan üç kişilik liste üzerinden Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi tarafından seçilir. 9 yıllık bir süre için seçilen hâkimler yalnızca bir dönem görev yapabilirler. Ancak hâkimler, her durumda yetmiş yaşında emekli olurlar. Mahkemenin çalışmasında bir aksaklık olmaması amacıyla her hâkimin yenisi gelene kadar görev yapması esası da benimsenmiştir. (Sözleşme, md. 20-23).[1]
Öte yandan hâkimler kendi adlarına Mahkemede yer alırlar, yani geldikleri ülkeleri temsil etmezler. Mahkemede görev tam zamanlı olduğundan bunu aksatacak bir görev de alamazlar. Hâkimlerin tarafsızlık ve bağımsızlıklarına zarar verecek bir faaliyette bulunmaları da yasaktır. Mahkeme, hâkimlerin uymaları gereken etik ilkeleri 2008 yılında kabul ettiği Yargı Etiği Kararında ortaya koymuştur.[2]
Mahkemenin Yapısı
Mahkemede yer alan birimleri kendi içerisinde idari ve yargısal birimler olarak ikiye ayırmak mümkündür. Mahkemedeki idari birimler ise şunlardır:
- Mahkeme Genel Kurulu,
- Bölümler
- Filtraj bölümü.
Mahkeme Genel Kurulu: Mahkeme içtüzüğünün kabul edilmesi en önemli görevi olarak kabul edilebilir. Mahkemenin yönetici kadrosunun seçilmesi de görevleri arasındadır: başkan, iki başkan yardımcısı ve üç bölüm başkanı. Başkan yardımcıları, aynı zamanda içinde bulundukları bölümün başkanlığı görevini de devam ettirirler. Bunlardan her biri üç yıllık bir dönem için seçilirler. Öte yandan Genel Kurul, beş yıl için yazı işleri müdürü ve onun yardımcısını da seçer. Ayrıca bölümlerin üye kompozisyonuna karar verir ve Bakanlar Komitesine belli bir süre için dairelerin üye sayısının yediden beşe indirilmesi önerisinde bulunabilir (Sözleşme, md. 25).
Bölümler: Mahkeme bünyesinde idari bir yapılanma olarak beş bölüm oluşturulmuştur. Mahkeme İçtüzüğüne göre her bir hâkim, beş bölümden bir tanesinde görev yapmaktadır. Hâkimlerin bölümlere dağılımında coğrafi bölgeler, cinsiyet ve Sözleşmeci devletlerin sahip olduğu farklı hukuk sistemlerinin dengeli temsiline özen gösterilir. Ayrıca bölümlerin kompozisyonu her üç yılda bir değiştirilmektedir. [3]
Filtraj Bölümü: 14 no.lu Protokolün yürürlüğe girmesiyle oluşturulan tek hâkim formasyonu Mahkemenin önündeki açıkça kabul edilemez nitelikteki başvuruları elemek açısından son derece yararlı sonuçlar vermiştir. Bu durumdan daha fazla yararlanmak için yazı işleri müdürlüğü bünyesinde yeniden yapılanmaya gidilmiştir. Böylece daha önceki beş bölüm yanında bir anlamda “altıncı bölüm” olarak (resmi olarak bu şekilde adlandırılmasa da) filtraj bölümü kurulmuştur. Bu bölüm, hakkında en çok başvuru yapılan beş ülkeden gelen hukukçuların oluşturduğu alt birimler halinde çalışmaktadır. Burada amaç, kabul edilemezlik kararlarında bir standardın sağlanması, kabul edilebilirlik usulünün daha rasyonel kılınması ve çalışma usullerinin düzeltilmesidir. Yeni dönemde ise elde edilen başarı nedeniyle filtraj bölümü bünyesinde diğer ülkeler için de alt birimler kurulmuştur.[4]
Mahkemedeki yargısal formasyonlar ise şu şekilde sıralanabilir: daireler, komiteler, tek hâkim, Büyük Daire.
Daireler: Her bir bölüm içinde daireler oluşturulmuştur. Bölüm başkanı, bütün davalarda, başvurunun yöneltildiği ülke hâkimi ise seçildiği ülkeye karşı açılan her davada yer alır. Şayet, başvuru bölüm başkanının seçildiği ülkeye karşı yöneltilmişse bölüm başkan yardımcısı müzakereye başkanlık eder. Daire önündeki her davada, o dairenin asıl üyesi olmayan bölüm üyeleri yedek üye olarak yer alırlar. Dolayısıyla her başvurunun müzakeresi için bölümde farklı bir üye kompozisyonu içeren daireler karşımıza çıkar. [5]
Komiteler: Her bölüm içinde on iki aylık bir dönem için üç hâkimden oluşan komiteler kurulur. Komiteler, özellikle Mahkemenin yerleşik içtihadının söz konusu olduğu başvuruları karara bağlarlar. Sınırlı da olsa filtraj yetkileri de, yani başvurunun kabul edilemezliği konusunda karar verme yetkileri, vardır. Bu durum tek hâkim tarafından komitelerin başvurunun kaderi konusunda karar vermeye davet edildiklerinde ortaya çıkar.
Tek hâkim: Açıkça kabul edilemez başvurular ile açıkça dayanaktan yoksun başvuruları elemekle görevli yargısal formasyondur. Bu tür başvurular aslında Mahkemenin önündeki başvuruların yaklaşık olarak %90’ını oluşturmaktadır. Mahkeme başkanı, bu görevi yerine getirmek üzere 1 Haziran 2010 tarihinde ilk olarak bir yıllık süre için 20 hâkim görevlendirmiştir. 1 Haziran 2011 tarihinde ise 20 hâkim daha bunlara eklenmiştir. Bu hâkimlere, yazı işleri müdürlüğünün yaklaşık 60 hukukçusu destek vermektedirler. Ayrıca onlar daire ve Büyük Daire önündeki görevlerine de devam ederler. Ancak tek hakim formasyonu hakimleri, bu formasyonlarda kendi ülkelerine karşı yapılan başvurularda görev ifa edemezler. [6]
Büyük Daire: 17 üyeden oluşan Büyük Dairede Başkan, Başkan yardımcıları ile bölüm başkanları doğal üye olarak yer alırlar. Başvurunun yöneltildiği ülke hâkimi de burada bulunmaktadır. Diğer üyeler ise kura yoluyla belirlenir.[7] Büyük Daire, Sözleşme’nin uygulanması ve yorumlanması açısından ciddi sorunlar içeren başvurulara bakmaktadır. Daireler, incelemenin her aşamasında Büyük Daire lehine yargılama yetkisinden el çekebilirler. Ancak bunun için başvuru hakkında henüz karar verilmemiş olması ve hükümet ile başvurucunun da buna rıza göstermesi gerekir. Öte yandan daire kararını verdikten sonra taraflardan biri üç aylık süre içinde başvurunun Büyük Daire önünde yeniden görülmesini talep edebilir. Bu talep ilk olarak Mahkeme başkanını da içinde bulunduruan beş kişilik panel tarafından incelenir, eğer kabul edilirse, başvurunun tamamı yeniden Büyük Daire tarafından incelenir.
Madde 52A (Tek yargıç önündeki usul)
- Tek yargıç, Sözleşme’nin 27. maddesine uyarıca, Sözleşme’nin 34. maddesine göre yapılmış olup, daha fazla incelenmeksizin kabul edilebilir olmadığına veya düşmesine karar verilebilen bir başvurunun, kabul edilebilir olmadığına veya düşmesine karar verebilir. Bu karar kesindir. Başvurucu karara ilişkin olarak bir mektupla bilgilendirilir.
- Tek yargıç, Sözleşme’nin 26(3). fıkrası gereğince, nezdinde seçilmiş olduğu Sözleşmeci Tarafa karşı yapılmış ola bir başvuruyu inceleyemez.
- Tek yargıç, bu maddenin ilk fıkrasında öngörüldüğü şekilde verilebilecek bir karar vermezse, başvuruyu daha fazla inceleme için bir Komiteye veya Daireye gönderir.[8]
Madde 53 (Komite önündeki usul)
- Komite, Sözleşme’nin 28(1)(a) bendi uyarınca yargılamanın herhangi bir aşamasında, daha fazla incelenmeksizin kabul edilebilir olmadığına veya düşmesine karar verilebilen bir başvurunun, kabul edilebilir olmadığına veya düşmesine oybirliğiyle karar verebilir.
- Komite, İçtüzüğün 54(2)(b) bendi uyarınca taraflardan alınan görüşler ışığında, Sözleşme’nin 28(1)(b) bendinde öngörülen usule göre davanın görülebileceğine kanaat getirirse, oybirliğiyle, kabul edilebilirlik kararını ve gerekirse adil karşılığı da içeren bir son karar verir.
- İlgili Sözleşmeci Taraf nezdinde seçilmiş yargıç Komite üyesi değilse, Komite, Tarafın Sözleşme’nin 28(1)(b) bendinde öngörülen başvuru usulüne itiraz edip etmediği gibi bütün ilgili unsurları dikkate alarak, yargılamanın herhangi bir aşamasında, o yargıcı üyelerinden birinin yerini almaya oybirliğiyle davet edebilir.
- Sözleşme’nin 28(1). fıkrası uyarınca verilen kabul edilebilirlik kararları ve son kararlar kesindir.
- Komite başka türlü karar vermedikçe, hem başvurucu ve hem de mevcut İçtüzüğe göre daha önce bu başvuruya katılmış olan Sözleşmeci Taraflar, Sözleşme’nin 28(1)(a) bendi uyarınca, bir mektupla karar hakkında bilgilendirilirler.
- Komite, bir kabul edilebilirlik veya son fkarar verememiş ise başvuru, davayı görmesi İçtüzüğün 52(2). fıkrası gereğince oluşturulan Daireye gönderilir.
- İçtüzüğün 79’dan 81’e kadar olan hükümleri, Komite önündeki yargılamalarda kıyasen uygulanır.
14 Nol’u Protokol ile Getirilen Değişiklikler
Tek Yargıç Oluşumu
14 No’lu Protokol’ün 6. maddesi ile Sözleşme’nin mevcut 27. maddesi,26. maddesi haline dönüşecektir. Maddenin 1. fıkrasına göre Mahkeme’ye sunulan başvurulara ilişkin yargılama tek yargıçlı oluşum olarak adlandırılan tek bir yargıç tarafından yürütülebilecektir.
Madde 26. Tek Yargıç Oluşumu, Komiteler, Daireler ve Büyük Daire
- Mahkeme önüne gelen başvuruları incelemek üzere tek yargıçlı oluşum, üç yargıçlı Komiteler, yedi yargıçlı Daireler ve on yedi yargıçlı bir Büyük Daire şeklinde faaliyet gösterir. Mahkeme Daireleri belirli bir dönem için Komiteler oluştururlar. 2. Yürürlükteki sistem uyarınca Mahkeme’ye sunulan her başvuru için bir raportör yargıç tayin edilmesine rağmen,
söz konusu yargıcın başvuru açısından görevi, başvuru hakkında -Mahkeme kaleminde çalışan hukukçuların yardımlarıyla- bir inceleme yapmak ve inceleme sonucunda başvuruyu ya üç yargıçtan oluşan Komiteye ya da yedi yargıçtan oluşan Daire’ye göndermektir.
Tek Yargıç Oluşumunda Yargıcın Yetkileri
Mahkeme’nin içinde bulunduğu iş yükünün uzun vadede ortadankaldırılmasını amaçlayan bir diğer düzenleme 14 No’lu Protokol’ün 7.maddesiyle yeniden yazılan Sözleşme’nin yeni 27. maddesidir. Söz konusudeğişiklik ile tek yargıç, kabuledilemezlik veya kayıttan düşürme kararıaçısından tek başına kullanılabileceği bir yetkiyle donatılacaktır.
- Tek yargıç, daha fazla bir inceleme yapılmadan bu tür bir kararın alınabilecek olması durumunda, madde 34 uyarınca sunulan bir başvurunun kabul edilmezliğine veya Mahkeme listesinden düşürülmesine karar verebilir.[9]
- Bu karar kesindir. Her hangi bir üst mercie kararla ilgili itiraz bulunulamaz.
- Tek yargıcın bir başvuruyu kabul edilemez olarak ilan etmemesi veya bir başvuruyu kayıttan düşürmemesi durumunda, söz konusu yargıç başvuruyu, daha fazla inceleme için bir komiteye veya bir daireye havale eder.[10] Madde metninden de anlaşılacağı üzere tek yargıç “bu tür bir kararın daha fazla bir incelemeye başvurulmaksızın alınabilecek olması durumunda” şartıyla başvurunun kabul edilmezliğine veya kayıttan düşürülmesine karar verebilecektir. Söz konusu yargılama sonrasında verilen bu kararlar (yürürlükte olan sistem uyarınca Daire veya Komite tarafından verilen kabul edilmezlik kararlarında olduğu gibi) kesin olacaktır..[11]
Tek yargıç oluşumunda başvuruyu ele alan yargıç başvuru hakkında kabul edilmezlik veya kayıttan düşürme kararı vermediği takdirde başvuruyu, daha kapsamlı bir inceleme için, komiteye veya Daire’ye gönderecektir. Bu madde ile yaratılacak yeni karar mekanizmasının işleyişi kuşkusuz Mahkeme pratiğiyle belli olacaktır. Buna karşın tek yargıç oluşumunda yargıcın Mahkeme kaleminde çalışan Türk hukukçuların yardımı aracılığıyla inceleme yapacağı ve başvuru dosyasında bulunan tüm ulusal metinlerin Mahkeme resmi dillerine çevrilmediği hususları başvuruların hazırlanması sırasında göz önünde bulundurulmalıdır. Özetle tek bir yargıcın böylesine geniş yetkilerle donatılması AİHM’ye sunulan başvuruların çok daha iyi hazırlanmasını (gerek iç hukuk yolarının tüketilmesi, gerekse de Sözleşme’nin özellikle de önceki mahkeme içtihatlarının takibi ve yorumlanması açısından) gerektirecektir.[12]
SONUÇ
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin yeni yapısının irdelenmesiyle ortaya konulan bazı aksaklıklara ve olumsuzluklara rağmen, Mahkemesinin başarıları eş değersizdir. Mahkeme, verdiği kararlarla her Avrupalı’nın günlük hayatının gelişmesine katkı sağlamakla kalmamış, aynı zamanda tüm dünya için minimum adalet standartları koyma işlevi yerine getirmiştir.[13] Avrupa’nın birçok yerinden dava dilekçesi alan mahkeme hukuki ilişkilerin globalleşmesi ve nüfusun artışından da etkilenerek yapısındaki bu değişimi yaparak dosya yükünü azaltmaya çalışmıştır. Değiklikteki temel amaç dosya sayısını düşürerek adil yargılanma hakkının önünü açabilmektir. Nitekim dosya yükü fazlaca olan mahkemelerde kimi davalar zamanaşımı vs. uğradığı için adil yargılama idesinin zarar gördüğüne şahit oluruz. İşte tüm bu sıkıntıları bertaraf etmek için daha başvuru sürecindeki hak aramalarda olabilecek eksiklikler ilk olarak Tek yargıç sistemi ile süzgeçlenmekte,mahkemenin de daha iyi çalışması sağlanmaktadır.
[1] http://www.danistay.gov.tr/upload/avrupainsanhaklarisozlesmesi.pdf
[2] http://www.ankarabarosu.org.tr/siteler/ankarabarosu/tekmakale/2004-3/6.pdf
[3] http://humanrightscenter.bilgi.edu.tr/media/uploads/2015/09/01/AIHS_TUR.pdf
[4] http://www.aihmbasvuru.com/78-basliklar/83-avrupa-insan-haklari-sozlesmesi-ve-turk-hukuku.html
[5] http://www.anayasa.gov.tr/files/insan_haklari_mahkemesi/aihm.doc
[6] http://www.bicakhukuk.com/works/bireysel-basvuru-anayasa-mahkemesi-ve-aihm/
[7] http://www.aihmbasvuru.com/78-basliklar/78-aihm-yargilama-sureci.html
[8] http://www.aihmiz.org.tr/?q=tr/node/139
[9] http://www.echr.coe.int/Pages/home.aspx?p=home
[10] http://www.echr.coe.int/Pages/home.aspx?p=library/collections&c=#n13699189170118014525389_pointer
[11] http://www.taa.gov.tr/indir/aihmin-askeri-yuksek-idare-mahkemesi-ile-ilgili-bir-karari-ve-olasi-sorunlar-bWFrYWxlfGZkNWYyLWYzNjg0LTkyN2ZhLTJlMjFjLnBkZnw4MjY/
[12] http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2005-56-114
[13] http://yunus.hacettepe.edu.tr/~vahit/ar1.htm